31 Temmuz 2015 Cuma

[İSKAMBİL KARTLARI BLOG TUR #7] VAHŞİ-SALLY GREEN

VAHŞİ-SALLY GREEN


Sayfa Sayısı: 459
Tür: Fantastik
Yayınevi: Dex Kitap


Senden NEFRET ediyorlar,
Senden korkuyorlar...

Çünkü sen bir CADISIN,
Yarı Ak Yarı KARA.

Önce seni bir kafese kapattılar,
Sonra da dünyanın en güçlü cadısını öldürmeye yolladılar:

BABANI...


Şimdi kendinden başka kimseye güvenemezsin.
Olumlu şeyler düşünmelisin.

Mesela Annalise'i düşünebilirsin.

Geceleri ne yaptığını UNUT.

Hayır değişmiyorsun, bunu aklından çıkar.

Kimsede olmayan armağanın seni benzersiz kılıyor ve

GÜÇLÜ...

Bir de şu SESLERİ susturabilsen.

Tıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıs...


Bela serisinin ikinci kitabını da soluksuz okudum. Ciddiyim, bir oturuşta bitirdim neredeyse. Ve şunu da belirtmeliyim ki Vahşi, ilk kitap olan Bela'dan daha güzel. Belki de olaylar geliştiği için bana öyle geldi, emin değilim.

Yazar, yine bölümleri kısa tutmaktan yana bir tutum sergilemiş bu kitapta da. Tabii dediğim gibi bu benim için çok güzel bir avantaj. Kitabı daha da heyecanlı bir hale getiriyor. Ayrıca yazarın bir diğer özelliğini de ikinci kitapta keşfettim. Bazı uzun cümlelerin ardından gelen kısa cümleler de kitaba değişik bir renk ve heyecan katıyor. Bu yüzden Sally Green, bu iki kitapta bana gerçekten de çok şey kattı diyebilirim. 

Serinin birinci kitabında kırmızı dumanlardan bir adam başı vardı kapakta. İkinci kitapta ise bu yerini yeşil dumanlardan oluşan bir uluyan kurt başına bırakmış. Açıkçası bu da hoşuma giden bir özellik oldu. Çünkü kitapları yan yana koyduğunuz zaman kırmızı ve yeşil çok güzel bir uyum sağlıyor. Tabii bir de siyah arka plan buna eklenince daha da hoş duruyor. 

Bu kitapta da birkaç bölümde ikinci tekil şahısa seslenir gibi yazılmış. Son bölümün böyle yazılması daha da heyecanlı bitmesine sebep olmuş tabii ki. Fakat tek hoşuma gitmeyen şey, kitabın biterken bir bölümü bitirir gibi bitmiş olmasaydı. Bu kesinlikle her okurun benimle aynı fikirde olacağı bir özelliktir. Çünkü serinin üçüncü kitabı henüz çevrilmedi ve üçüncü kitabı beklerken meraktan insan ne yapacağını şaşırıyor. 

Biraz yine ikinci kitabın konusundan bahsetmek istiyorum. Bela'da, Nathan'ın bağış törenine kadar olan sürecini anlatıyordu. Vahşi'de ise Nathan'ın yeteneklerine kavuştuktan sonra bu özelliğini tanıma ve onunla başa çıkma mücadelesini anlatıyor. Bir yandan da tabii baskıcı Ak Cadı Meclisi ile mücadelesinden bahsediyor. Tahminimce üçüncü kitapta da Ak Cadı Meclisi'yle olan savaşlarını anlatacaktır. Bu yüzden serinin diğer kitabının fazlasıyla heyecanlı olduğunu düşünüyorum.

İkinci kitaba kadar Nathan'ın aşık olduğu kıza yani Annalise'e karşı kötü şeyler düşünmezdim. Fakat bu kitapta yaptıkları o kadar sinirimi bozdu ki, Annalise adı geçen yerlerde 'Yine mi bu kız?' diye tepki vermeye başladım. Eğer Annalise gerçek biri olsaydı, eminim ki ona yapmadığım şey kalmazdı. Emin olun bu kadar itici bir kız olamaz.

Kitabın puntoları gayet normal. Göz yormadığı için şükrediyorum. Yoksa 460 sayfayı okuyana kadar neler olurdu neler... Kitabın basımıyla ilgili sevmediğim birkaç şeyi sıralayacak olsaydım eğer, sayfaların kalitesi olurdu bu. Sanki kopup elimde kalacakmış gibi hissettim doğrusu. Fakat yine de başka hiçbir kusur göremedim. Yazarın dili yine açıktı. Bela serisini kesinlikle kesinlikle kesinlike tavsiye ediyorum!! 



Fakat şunu da itiraf etmeliyim ki, ikinci kitap olan Vahşi, birinci kitaptan yani Bela'dan daha güzeldi. Bela benden 4 puan alırken Vahşi 5 puan almayı hak ediyor kesinlikle.

Vahşi'nin de yorumunu yaptığıma göre çekilişimize katılmayı sakın unutmayın!
Herkese bol kitaplı günler!!!



0 yorum :

Yorum Gönder

Text Widget

Copyright © Şiir Kokan Adam | Powered by Blogger

Design by Anders Noren | Blogger Theme by NewBloggerThemes.com